29 Nisan 2014 Salı

Toplum ve Beyin Gelişimi Adına Önemli Bir Kavram: Çift Dillilik


Orijinal metin 14 Aralık 2013 tarihinde Anthony Jackson tarafından yayınlanmıştır.

Orijinal metni görüntülemek için tıklayınız.

Çeviren: Özlem ÖZ

Pulitzer Ödülü’nü kazanan Tüfek, Mikrop ve Çelik (Çeviri: Tübitak Yayınları) kitabının yazarı Jared Diamond’la geçtiğimiz günlerde Düne Kadar Dünyanın Hali: Geleneksel Toplumlardan Neler Öğrenebiliriz? adlı yeni kitabı hakkında konuşmak üzere görüşme şansına sahip oldum.


      Kitabın ön sözü geleneksel toplumlardan öğrenecek çok şeye sahip olduğumuzdur – bunlar aslında mantıksız olmayan kavramlardır: “Batılı, Aydın, Sanayileşmiş, Varlıklı ve Demokratik”. Bugün kalan tek geleneksel toplum Yeni Gine (Diamond’un kapsamlı bir şekilde araştırdığı yer olan) ve Amazon Havzası’dır. Diamond bu kültürler üzerinde araştırma yaparak sağlık ve zenginlik alanlarında gelişme gösterebileceğimizi ileri sürmektedir.


     Kitabın bütün bölümleri çok dillilik ve çift dilliliğin önemi ve dillerin gelişmesi ve yayılmasına adanmıştır. Geleneksel toplumlarda (ve geriye kalan çok azında hala öyle) çok dillilik yaygındı. Batı toplumundaki insanların çoğu eğer bizim çocuklarımız aynı anda birden fazla dile maruz kalırlarsa kafaları karışır diye korkarken, geleneksel toplumlardaki çocuklar bir ya da iki dille sınırlanmaksızın doğumlarından itibaren ek diller öğrendiler. Diamond Yeni Gine’de tanıştığı tek bir kişinin 5 dilden daha az dil konuşuyor olduğunu düşünemez (ki bunlar karşılıklı olarak anlaşılamaz dillerdir, lehçe değildirler). Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’nın bitişinden beri Diamond’ın evrensel eğitime olduğu kadar ekonomik ve politik birleşmeye ve İngiliz Dili’nin kitle iletişim araçlarıyla yayılmasına atfettiği çok dillilik tekrar ortaya çıkmaktadır.


    Amerika Birleşik Devletleri’nde İngilizce’nin kitle iletişim ve ticaret dili olması lüksünün tadını çıkarıyoruz. Tabi ki bu bizim diğer kültürleri anlama fırsatını kaçırdığımız anlamına geliyor; onlar bizi anlıyorlar peki ya biz onları? Dünyanın en zengin 7.ülkesi olan Danimarka ikinci bir dili öğrenmekten kaçınmaz. Danca,İngilizce ve ticaret yapabilmek için gerekli diğer Avrupa Dilleri’ne önem verirler.


Diamond da çift dillilik hakkında bir sosyo-ekonomik tartışma ortaya atmaktadır. Diamond “Dili ve kültürü parçalanan toplumlar gurur ve karşılıklı olarak kendi geçimlerini kaybetme ve sosyo-ekonomik problemlere kapılma eğilimi gösterirler.” diye yazmıştır. Bunu görmek için, kendi Amerikalı Kızılderili nüfusumuzdan başka topluma bakmak zorunda değiliz. Devlet yüzyıllar boyunca onların kendi dillerini öğrenmelerini yasakladı ve eğitimin İngilizce yapılması konusunda ısrar etti. Onlara durmadan kendi dil ve kültürlerinin değersiz olduğu söylendi. Sonuç? Onlar şu anda toplumumuzun en fakir tabakasındalar. Bunun yerine neden kültür ve dile değer vermeyi denemeyelim ki? Diamond çift dilli Amerikan Yerlilerinin kendi dillerini bilmeyen Amerikan Yerlilerinden eğitim ve iş alanında daha başarılı olduğunu ve onlardan daha fazla para kazandığına işaret etmektedir. Bu tür programları desteklemek toplum için daha ucuz ve çok daha değerli bir katkı olacaktır.


      Çift dilli olanlar için doğrudan birçok yarar vardır – ilk olarak oldukça geniş bir kelime haznesine sahip olurlar. Örneğin; 6000 kelime (bunun 3.000’i İngilizce ve 3.000’i de Çin lehçesinden oluşabilir). Bir diğeri de gelişmiş idareci fonksiyon ve bilişsel kontroldür. Siz tam da şu anda her ne yapıyorsanız, (şu an şu yazıyı okumaya çalışırken bile) aklınızdan geçip ilk sıraya yerleşmeye çalışan düşüncelerin %99’unu bastırırken bu yazıya odaklanmak zorunda kalırsınız. Bu sizin problem çözmeye yoğunlaşmanıza, görevler arasında yer değiştirmenize ve kelime ve bilgileri hatırlamanıza olanak tanıyan şeydir. (PISA kapsamının iki haftasından sonra bütün bu terimleri duymaktan yoruldunuz mu?) Tek dilli insanlar daha az kelime haznesine sahip olduklarından bir kelimeyi hatırlarken daha az zorlanırlar. Çift dilli kişiler ise kendi dillerini ayrı tutmak ve doğru zamanda doğru konuşma için hangi dili kullanacaklarını bilmek zorundadırlar. Bu durum zarar gibi görünebilir ki zaten çift dilliler jetonu geç düşen kişiler değil midir?


    Yapılan son çalışmalar bunun doğru olmadığını göstermektedir. Çift dilliler bilinçsiz bir şekilde düşündükleri, dinledikleri ve konuştukları tüm zamanlar boyunca daima bilinçsiz bir şekilde kendi yönetimsel kontrollerini kullanıyorlar. Bu yüzden onlar sürekli bu yetenekleri üzerinde pratik yapıyorlar ve sanki bir atlet ya da sanatçıymış gibi bu yeteneklerini geliştiriyorlar. Diamond çift dillilerin uyguladığı bu yeteneğin problemlerin çözümü olduğunu gösteren çalışmalar paylaşır. Bunlar; özellikle şaşırtıcı ya da sürekli değişen ve yanıltıcı bilginin olduğu kurallarla ilgili problemlerdir. Sizi bilmem ama bu bilgiler benim hayatımın yarısını özetlemektedir.


     Son çalışmalar tarafından öne sürülen çift dilliliğin diğer bir yararı ise ömür boyu çift dilli olanların Alzheimer hastalığına 4 ya da 5 yıl daha geç yakalanacak olmalarıdır. Bu hastalık ortaya çıktıktan 5-10 yıl sonra kişinin ölümüne yol açmaktadır. Bu büyük bir farktır. Bu gerçek birçok ailenin çocuklarını çift dilli yetiştirmeye karar vermelerinde tek başına yeterli bir faktör olabilir.

     Bu çalışma hem diğer dillerle ilgili çalışmalara bir diğer tartışma konusu olması hem de diğer kültürler üzerinde çalışmaya neden olması bakımından gerçekten ilginçtir. Hiç yeni olmasada ve topluca unuttuğumuz geleneklerden gelse bile dünyayı izlemek için yeni bir merceğe bazen ihtiyaç duyarız. Sizi “The World Until Yesterday” (Düne Kadar Dünya) kitabını okumaya ve kendinizi yeni ve her nasılsa tanıdık bir bakış açısına açmaya teşvik ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder